Bu yılın ilk 10 ayında Yunanistan’a giden Türk turist sayısı 1,3 milyonu geçerek tarihi rekor kırdı.
Yılsonunda ise rakamın 1,5 milyonu bulması bekleniyor.
Türklerin toplam harcaması 810 milyon Euro’yu buldu.
Bu artışın en büyük nedeni Türkiye’den 10 Yunan adasına kapıdan yedi günlük vize uygulanması.
Yunanlı turizmciler, “Bizi Türkler kurtardı” diyorlarmış.
Avrupa ülkelerine turist olarak gidip para harcamak isteseniz bile Schengen vizesi almak artık çok zor.
Kapıda vize uygulaması Türk turistlerin de işine geldi.
Yunanistan’a giden Türkler, Bodrum, Çeşme’ye göre daha düşük ücrete daha kaliteli tatil yaptıklarını söylüyorlar.
Sosyal medyada paylaşılan adisyonlar sayesinde da yemek ve içeceklerin Bodrum, Çeşme gibi gözde bölgelere göre daha ucuz ya da aynı fiyat ama daha kaliteli olduğuna dair bir algı da oluştu.
Bu haberle ilgili sosyal medyada çıkan yorumlar da yerli turizm işletmelerine uyarı niteliğinde:
“Valla doğru. Gittik gördük. Soyulduğumuzu hissetmedik. Üstelik yemekleri daha iyi yapıyorlar.”
“Bodrum’da Kos ile karşı karşıya olan aynı kalitedeki tatil köyü arasındaki fiyat farkı 3 katı. Diyeceklerim bu kadar.”
“2025 yılı Temmuz ayı Midilli adası denize sıfır otel kahvaltı dahil 4 gece 3 kişi 15 bin lira. Tweet bu kadar. Artık insanlar kazıklanmak istemiyor.”
“Türkiye’de yabancı ucuza geliyor sen pahalı ve ilgisiz konaklıyorsun, yabancı ülkede tatil yapmak şart.”
“Yunan esnafları, Türk esnafı gibi maliyet ve ekonomi diyerek gelen müşteriye masraf yüklemiyor; cana yakın ve dürüstler. Antalya esnafı ise tam tersi, yabancıya kral gözüyle bakarken kendi vatandaşını fakir görüyor.”
“Kos adasında dört dilim bonfile yanında pilav ve bol çeşit salataya Türk parası ile 350 lira fiyat öderseniz siz de şaşırmaz mısınız?
O paraya Türk kıyılarında kıytırıktan kelle paça bile içemezsiniz.” Bu yorumların benzerlerini ben de çevremden duyuyorum. Hatta İspanya, İtalya’ya giden arkadaşlarım bile Türkiye’deki gözde turistik bölgelere göre aynı fiyata ama daha kaliteli tatil yaptıklarını söylüyor.
2025 yılında Yunanistan’a giden Türk turist sayısı 2 milyonu geçerse hiç şaşırmayın!
Peki, bu kadar eleştiriye ve yurtdışına giden Türk sayıları ortadayken Türkiye’deki turistik işletmeleri neden fiyat düşürmüyor?
Onlar da yabancı turistlerden daha fazla kazanıyor olmalılar!
Zarar etseler fiyat düşürürler değil mi?
***
KAÇAK AVCI MİLLETVEKİLİ
Eski milli futbolcu, İyi Parti Milletvekili Ünal Karaman, Tunceli’de kaçak yaban keçisi avlarken yakalandı, iyi mi?
Doğa koruma ekiplerinin karadan ve jandarma ekiplerinin ise Keban Barajı’nda botla bölgeyi taradıklarını gören Karaman ve yanındaki üç kişi botla kaçmış.
Jandarmanın ısrarlı takibi sonrası yakalanan Karaman’ın da aralarında bulunduğu dört kişiye kaçak avcılık yaptıkları için 700 bin lira para cezası kesildi.
Bir milletvekiline kaçak avcılık yapmak yakışıyor mu? Daha kötüsü Karaman’ın jandarmadan kaçması!
Jandarma ateş açsaydı ne olacaktı?
***
KIYAMET SENARYOSU!
Avustralya’nın Queensland eyaletinde bulunan bir laboratuvarda, içerisinde ölümcül virüs örnekleri bulunan 323 şişe kayboldu.
Daha kötüsü; olay 2021’de gerçekleşti ama 2023 yılının Ağustos ayında fark edildi ve Queensland Sağlık Bakanlığı detaylı bir soruşturma başlattığını birkaç gün önce duyurdu!
Ne aceleniz vardı!
Birkaç yıl daha bekleseydiniz!
Yaklaşık 100 şişede, atlardan insanlara bulaşan ve yüzde 57 ölümcüllük oranına sahip Hendra virüsü bulunuyor.
Ayrıca kuduza benzeyen ve yüksek ölüm oranına sahip 223 Lyssavirüs ve iki Hantavirüs örneği de kayıp.
Laboratuvarda taşınma sırasında şişelerin kaybolma ihtimali üzerinde duruluyor.
Üç yıl sonra soruşturma açmayı akıl eden Avustralyalı yetkililere mi inanacağız?
Ya bu içinde ölümcül virüs bulunan 323 şişe sabotaj ya da biyolojik silah üretmek için çalındıysa?
Dünyada en tehlikeli düzey olan 4. kategoriye giren 50’den fazla laboratuvar var. Bu laboratuvarların güvenlik düzeyi pandemi salgınından sonra gündeme gelmişti.
4. kategorideki laboratuvarlarda neden ölümcül virüsler üretiliyor, araştırılıyor ve saklanıyor?
Salgın yaratacak virüslerin incelenip, hangi önlemlerin alınacağı araştırılıyor olabilir ama 4. kategorideki laboratuvarlarda Koronavirüsten kat kat daha ölümcül virüsler bulunuyor!
Kıyamet bu laboratuvarlarda çıkabilir!
***
ELEKTRİKLİ OTOMOBİL SAHİPLERİ NE DÜŞÜNÜYOR?
18 ülkeden 23 binden fazla kişiyi kapsayan yeni bir Küresel Elektrikli Araç Sürücü Anketine göre, elektrikli araç sahipleri bir daha içten yanmalı araçlara dönmek istemiyor.
DonanımHaber’e göre ankete katılanların yüzde 92’si yeni bir araç satın almak zorunda kalmaları halinde tekrar elektrikli araç, yüzde 4’ü ise hibrit veya plug-in hibrit araç satın alacaklarını söyledi.
Ankete katılanların yüzde 72’sinin elektrikli araçlarını çoğunlukla evde şarj ettiklerini de belirtmemiz gerek.
Evde şarj yakıt maliyetinde büyük avantaj sağlıyor.
Zamanla hızlı şarj istasyon sayısı artıkça elektrikli araç memnuniyet oranı daha da artar.
Elektrikli araçların batarya değişim maliyetinin yüksek olması dezavantaj olarak sunuluyor ama benzinli ve dizel araçların tamir, parça değişimi ve bakım masrafları da batarya değişim masrafı kadar tutabilir.
Elektrikli araçların temiz, çevreci, konforlu, kalkış hızı yüksek ve otonom sürüş destekli olmaları da diğer artıları.
Tek sorun elektrikli araçların soğuk hava koşullarına pek uygun olmamaları.
***
Altyazı
“Birini seviyorsan sorunları çözmeye çalışırsın. Bir kenara atıp gitmezsin. Çok dikkatli olmalısın. Bir daha aynısını bulamayabilirsin.” (Nocturnal Animals)
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
27 Aralık 2024SPOR
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024SPOR
27 Aralık 2024SPOR
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024